Ölüm
Şahı da piyonu da eşit kılandır, ölüm. Başkasına uğrayınca
normal, ismimizle anılınca uzak gördüğümüz; gelmesine epey vakit var dediğimiz, lâkin her an yanı başımızda duran; bazen yolun yarısında bazen ise başında
tanıştığımız; aldığımız her nefeste ona yaklaştığımız, fakat bize uzak
sandığımız… Bazılarımızın kaçmaya çalıştığı bir son; bazılarımızın ise
heyecanla beklediği bir başlangıç, ölüm. Yaşamanın zıttı gibi görürüz, ölümü.
Gözden kaçırırız, yaşamın bir parçası olduğunu. Büyük beklentiler, çabalar,
arzular, hayallerle yaşamın hengamesine kaptırırız, kendimizi. Hiç mi hiç hazır
hissetmeyiz, hicret etmeye. Her daim bahanelerimiz olur. Valizimiz bir türlü
hazır olmaz, bir anda kalkıp gitmeye. Sürekli doldurmaya çalışıyormuş gibi
yaparız; fakat hiçbir zaman ‘’Doldu, hazırım!’’ diyemeyiz. Oysa hazırlanmak için
o kadar vaktimiz varken… Ölümün kötü olduğuna inandık, her daim. Bu kanıya
nasıl vardığımızı sorgulamadık. Sevdiklerimizi bizden ayırdığı için sevmedik,
ölümü. Kalanlara zor geldiğini gördük de gidenlere nasıl geldiğini merak
etmedik. İleride evleneceğimiz veyahut çok iyi dost olabileceğimiz bir insana
karşı beslenen önyargı misali olamaz mı, ölüme karşı beslediğimiz duygu ve
düşünceler? Tanımadan cevabını verebilir miyiz? Tatmadan, hissetmeden, görmeden…
Ölümü kötü yapan kendisi midir, yoksa ona karşı beslediğimiz korkudan ibaret
bir duygu mudur? Ölümün güzel yanlarından biri de bizi ölüm korkusundan
kurtarmasıdır. Bize sunduğu iyilik ise tek seferlik yaşanacak olmasıdır. Her
nefeste, her saniyede, her adımda ölüme yaklaştığımızı bildiğimiz halde
beslediğimiz korkunun gayesi nedir? Ölümle ne zaman ve nerede tanışacağımız
muamma iken biz onu her an ve her yerde bekleyelim.
Yarın, okulda, iş yerinde, parkta ya da markette hayatınızın
aşkıyla tanışacağınızı söylersem? Veyahut size büyük bir şirketin
yöneticiliğini teklif etmeye hazır, zengin bir işadamının beklediğini
söylersem? Kulağa çok hoş geliyordur, eminim. Elinizden gelenin en iyisini
yapıp mükemmel hazırlanırdınız, değil mi?
Fakat bunların yerine sizi bekleyen ölüm ise ne kadar özenle
hazırlanırdınız?
Yorumlar
Yorum Gönder