Hanbelilik
Hanbelilik
Mezhebin
fıkhi önderi İmam-ı Hanbel, gerçek ismiyle Ahmed bin Hanbel’dir. 780 yılında
Bağdat’ta doğdu. İmam-ı Şafi’nin ve onun gibi yaklaşık 280 alim ve fakihin
öğrencisidir. Diğer 3 büyük fıkhi mezhep gibi Kur’an, Hadis, İcma ve kuvvetli
delil çıkmazsa son olarak Kıy’as yoluna başvurmuştur. Diğer mezhep
önderlerinden farklı olarak katı bir şekilde fıkıh ve fetva konusunda akla
başvurmayı reddetmiştir. Ona göre Kur’an ve hadis dışında hiçbir şey yoktur.
Tüm cevaplar burada saklıdır. Rivayete göre fikirlerini baskılamak isteyen bir
grup tarafından esir alınmış ve işkenceyle defalarca sorguya çekilmiş. Sorgu
esnasında sorulan tüm sorulara Kur’an ve hadislerden cevap vererek sorgulayan
kişilerin akıl yoluyla düşünmelerine engel olmuştur. Yaşadığı bu durumlar onun
açısında çok zorlu olsa da fikirlerinin yayılması ve mezhepleşmenin temeli
oluşması açısında olumlu olmuştur. Çünkü bu durum vesilesiyle bölgede yaşayan
birçok alim, fakih ve hadisçi onun fikirlerini ve metotlarını öğrenmiş ve tartışma
konusu haline getirmişlerdir.
İmam-ı
Hanbel’in vefatından sonra fikirlerin yayılımı ve kabul edilebilirliği
yavaşlamış olsa da Abdulkadir Geylani gibi bazı alimlerin bu mezhebe göre
ibadet etmeleriyle tekrar canlanmıştır.
İmam-ı
Hanbel, Abbasi döneminde yaşamıştır. Hanefi mezhebine göre yaşayan Abbasi halkı
ve yöneticileri tarafından ağır işkenceler görmüş ve kısa süreli sürgünlere
maruz kalmıştır. Bu da yukarıda belirtildiği üzere popülerliğini arttırmıştır.
İmam-ı
Hanbel, kendi isteği ve gayretiyle, yaşadığı dönemde bir fakih değil sadece
hadisçi olarak kabul edilmiştir. Aynı dönemde yaşayan birçok alim ve yazar
tarafından fakihler arasında sayılmamaktadır. Direkt olarak kendisi yazmadığı
gibi talebelerine onun adına kaynak yazmamalarını da tembihlemiştir. Hayatının
son zamanlarında bu kararı değişmiş ve az sayıda eser bırakmıştır. Vefatından
bir buçuk asır sonra fetvaları ve fıkıhları kitaplaştırılabilmiş ve mezhebin
temeli sağlamlaştırılabilmiştir.
1. Talebeleri tarafından tedvin edilişi
2. Uzun bir tarihi süreçte geçirdiği
gelişim
3. Devletin resmi mezhebi olarak kabul
edilmesi
Hanbeli
mezhebi, diğer mezheplere nazaran gelişimi çok dalgalı olmuştur. Çünkü dönemin
siyasi olaylarından bir hayli fazla etkilenmiştir. Ortaya çıktığı ilk
dönemlerde Sünni merkezli bir siyasi yapı olan Abbasiler’in yerine Şii merkezli
devlet olan Büveyhiler geçti. Bir yandan Büveyhiler diğer yandan İsmaililiği
benimseyen Fatımiler’in etkisiyle Sünni mezhepleri aşırı baskı altında
kalmıştır. Böyle bir ortamda varlığını sürdürmeye çalışan Hanbelilik, mezhepler
arasında siyasi öncülük yapmış ve temsiliyet bayrağını eline almıştır.
Sünniliğin müdafaası için kurulmuş olan organizasyonların başında yer almıştır.
Diğer mezheplerden daha partizan ve siyasi yönü ağır basan tarihsel bir sürece
sahip olmasının temelinde yukarıda bahsedilen sebepler gösterilebilir. Zira
diğer mezhep ve inanışlara karşı somut mücadeleler vermiş, kan dökmüş ve
dönemin siyasi iradeleriyle çatışmalara girmiştir.
Günümüzde
körfez ülkelerinde, Irak, Kuveyt, Bahreyn ve Suudi Arabistan’da yaygınlık
gösterir. Yaklaşık 20 milyon Hanbeli olduğu tahmin edilmektedir.
Yakın
dönemde kurulan Suudi Arabistan Krallığı’nın kurulmasıyla birlikte Hanbelilik
resmi mezhep olarak kabul edilmiştir. Mezhebin Suudi Arabistan Krallığı
himayesinde bulunması sayesinde diğer mezheplere göre çeşitli siyasi, içtimai
ve mali imkanlara sahiptir. Bu imkanlar, mezhebe çok avantaj sağlamaktadır.
Üniversite ve araştırma merkezlerinde ilmi araştırma, yüksek lisans ve doktora
çalışmaları yapılmaktadır. Bunun sonucunda ise mezhebin temeli
sağlamlaştırılmakla birlikte kurumsallaşmasını da sağlamaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder