GENÇ OSMAN
Genç
Osman’ın Hayatı
İsminin ikincisi,
II. Osman. 3 Kasım 1604 yılında doğan Osman, Osmanlı İmparatorluğu’nun 16. Padişahı
ve 95. İslam halifesidir. Babası I. Ahmed, annesi ise bazı kaynaklara göre
Yunan kökenli Mahfiruz Hatice Sultan’dır. 13 yaşında tahta geçen en genç
padişahlar arasındadır. Diğer birçok Osmanlı padişahı gibi çok iyi derecede
tahsil gördü. Arapça ve Farsça’yı çok iyi öğrenen Osman, sahih olmayan bazı
kaynaklara göre Latince, Yunanca ve İtalyanca gibi batı dillerini de biliyordu.
Genç Osman, diğer padişahlara nazaran daha ilginç bir karaktere sahip olmasıyla
birlikte bazı ilklerle de adı anılır. Osmanlı padişahları arasında en genç
yaşta vefat etmesi, ayaklanma sonucu öldürülen ilk padişah olması gibi bazı
ilklerle tarihe geçti. Yedikule Zindanları’nda yeniçeriler tarafından öldürülen
Osman, babası I. Ahmed’in yaptırdığı Sultanahmed Camii’nin yanına defnedildi. Hayatı
ve icraatları kadar öldürülmesi de bir o kadar ilginçtir.
Şehzadelik
dönemiyle ilgili çok fazla bilgi yoktur. Henüz çocukken annesinin saraydan uzaklaştırıldığı
ve padişahın diğer eşi olan Kösem Valide Sultan’ın himayesinde büyüdüğü
bilinir. Henüz 4 yaşındayken okumayı öğrenen Osman, tahtta bulunan fakat akli
dengesi yerinde olmayan amcasının tahttan indirilmesi neticesinde genç yaşta
padişah oldu.
Padişahlık
Dönemi
Padişahlığın
ilk yıllarından itibaren askeri nizama önem verdi. Sert bir mizaca ve olgun bir
yaşa sahip olmasa da son derece eğitimli, zeki, güçlü ve kararlı bir yapıya
sahipti. Düzenli olarak tebdil-i kıyafet yaparak İstanbul’da teftişe çıkardı.
Askerlerin uğrak yerleri olan meyhane, bozahane ve kıraathanelere baskınlar
yapardı. Suçüstü yakaladığı yeniçeri askerlerini ağır bir şekilde
cezalandırırdı. Keza sık sık Tophane’ye gider, top dökümlerini kontrol eder ve
top, tüfek talimlerini izlerdi.
Sonun başlangıcı
sayılacak türden kararları arasında yöneticileri net kararlarla görevden alıp
değiştirmesi oldu. Otorite kurmaya çalıştığı aşikâr olsa da henüz toy sayılan
ve etrafında ona sıkıca bağlı duracak insan sayısının da az olması onun işleri
bir hayli zorlaştırdı. Elbette ki bu tutumları tamamen yapısıyla alakalıydı.
Henüz küçük yaşlardayken bile kendi bildiğini yapan, kimseyi dinlemeyen asi
biri haline gelmişti. Hatta kaynaklara göre Genç Osman’ın hocası olan Hoca Ömer
Efendi’ye kanaatince padişah kim olmalı diye sorulduğunda Osman’ın kardeşi,
Şehzade Mehmed’i önerdiği yer alır. Gerekçesi ise kimseyi dinlememesi, kendi
bildiğini yapmasıydı. Sonunu getiren de keza bu oldu. Hocasının bu fikrini ve
söylemini duyan Osman, asla unutmamış olmalı ki tahta geçtikten sonra hocasıyla
arasına mesafe koydu. Bunu gören ulemalar bu tavrı genelleştirip kendileriyle
alakalı bir tutum olduğunu düşünüp cephe almaya başladılar. Birçok yabancı
kaynağa göre de Osman, ulemalar tarafından hiçbir zaman kabul görmemiş ve
sevilmemiştir. Kardeşini de rakip olarak gören Osman, onu öldürtmek için fetva
istemesine rağmen şeyhülislam bunu onaylamayıp fetva vermedi. Fakat Osman yine bildiğini
yapıp kardeşini öldürttü.
Diğer Osmanlı
padişahları gibi kendini kabul ettirip güç kazanması için bir sefer düzenlemeli
ve savaş kazanmalıydı. Bunun için zayıf bir rakip arayışına girdi ve aralarında
dostluk anlaşması olmasına rağmen sürekli sürtüşme yaşadıkları Lehistan’ı seçti.
O dönemde Avrupa’da Otuz Yıl Savaşları devam ettiği için batıdan destek
alamayacaklarını biliyordu. Gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra saldırıya
geçen Osmanlı orduları savaşta üstünlük sağlayamadı. Genç Osman’ın savaşa
bizzat dahil olması bile bu durumu değiştirmedi. Çünkü ulemalar gibi yeniçeriler
de ona karşı cephe almışlardı. Atadığı sadrazamın kapıkulu ordusunun sayısını
azaltma amacında olması yanı sıra Genç Osman’ın hasisliği ve tutumluluğuydu.
Askerlerin maaşlarını azaltmakla birlikte maaş dağıtılırken orada hazır bulunup
takip etmesi, üç gün boyunca askerleri saydırması gibi sebepler, ordunun ona
bağlanmasına engel oldu ve haliyle bu durum savaştaki performanslarını olumsuz
yönde etkiledi. Tüm çabalara rağmen Hotin Seferi’nde üstünlük sağlayamayan
Osmanlı, yorulan ve artık savaşmak istemeyen Lehlerin barış teklifini kabul
etti ve savaşı bitirdi. Aslında tam bir zafer sayılmamasına rağmen, İstanbul’da
o kadar büyük şenlikler hazırlandı ki tüm halkın algısı değişti. Elbette ki Osman
bunu bilinçli yaptı.
Genç Osman,
saray dışı evlilik yapan nadir padişahlardandır. Rus asıllı ilk eşinden Ömer
adında bir oğlu oldu. Eşinin isteğiyle, Hotin Savaşı’nı anlatan bir tiyatro
gösterisi hazırlatıldı. Gösteri esnasında bir merminin sekip şehzade Ömer’e isabet
etmesiyle Osman, ilk ve tek oğlunu kaybetti. Bunun da acısıyla zaten yapmayı
arzuladığı şeyi yapmaya karar verdi. Harem kurallarına aykırı olarak toplamda 4
kadınla evlenmek istedi ve bunları hepsi de saray dışından olacaktı. Arzusunu
da kısmen yerine getirdi, tüm tepkileri göz ardı ederek.
Genç
Osman’ın Çöküş Dönemi
Bazı ders kitaplarında
Genç Osman’ın ıslahatlarından bahsedilir. Şatafatlı ve pahalı kıyafetleri
yerine daha sade giyimin getirilmesi, başkentin İstanbul’dan Bursa’ya taşınması,
ordunun devşirmelerden değil de has ve öz Türklerden oluşturulması, evliliklerin
devşirme cariyeler yerine Türk kızlarıyla yapılması, ilmiye sınıfının
yozlaştığı gerekçesiyle yönetimden uzaklaştırılması gibi yenilik ve reform fikirlerinin
aslında Genç Osman’a ait olup olmadığı bilinmemektedir. Çünkü onun sultanlığı
dönemindeki hiçbir kaynakta yer almadığı gibi dönemin tarihçileri tarafından da
ortaya böyle bir fikir atılmadı. Bunlar 19. Yüzyılın başlarında bazı Osmanlı
tarihçileri tarafından ortaya atılan iddialardır. Bu yenilik iddiaları arasında
en belirgin ve önem arz eden, keza Genç Osman’ın sonunu getiren, Anadolu’ya yeni
bir ordu kurma amacıyla gidecek ve başkenti değiştirecek iddiasıdır. Zira bunun
gerçek olup olmadığı kanıtlanmış bir bilgi değildir. Çünkü Osman, bu amaçla
değil, henüz hiçbir Osmanlı padişahının yapmadığı bir şeyi yapıp hacca gitmek
istediğini duyurdu. Bu fikrine tüm ulema karşı çıktı. Hacca gitmek yerine
İstanbul’da bir cami yaptırmasının daha hayırlı olacağını söylediler. Sahih
olmayan bazı kaynaklara göre Osman ikna oldu ve gitmekten vazgeçti. Bu haberin
yayılması kapıkulu ocağındakilerin gönlüne su serpmişti. Ancak kısa bir süre
sonra gördüğü rüyanın etkisiyle kararı yine değişti ve tüm itirazlara rağmen
gerekli hazırlıkların yapılmasını istedi. Yola çıkmadan önce Cuma namazını kılmak
için şatafatlı bir kıyafetle Yavuz Sultan Camii’nde cemaate katıldı. Onun bu hareketi
propagandalara sebep oldu. Bu camide namaz kılmasının sebebi, Yavuz Sultan
Selim gibi Mısır’a gizlice sefere çıkacağı ve Anadolu’dan asker topladıktan
sonra İstanbul’a dönüp yeniçerileri kaldıracak şeklinde bir propagandaya dönüştü.
Önü alınamayan bu propaganda, kışkırtmalar neticesinde yeniçeriler tarafından
isyana dönüştürüldü. Halk ise tarafını belli etmese de yeniçerileri
desteklemedi. Kutsal sayılan sultan ve halifenin böyle bir isyana maruz
kalmasını kabul etmeyerek destek de vermedi.
Genç
Osman’ın Ölümü
Büyüyen
isyan neticesinde yeniçeriler sarayı bastı. Padişahtan bazı isteklerde
bulunuldu fakat hiçbiri kabul edilmedi. Bunun üzerine kafeste kapalı tutulan
amcası Mustafa’yı padişah ilan ettiler. Bunu kabullenmeyen Osman, gizlice
yeniçeri ağasının odasına gidip isyanı bastırmasını ve talepleri kabul
edeceğini söyledi. Bunu kabul eden ağa, yeniçerilerin karşısına çıktı. Henüz
bunları dile getirmeye fırsat verilmeden kılıçla öldürüldü ve parçalandı. Böylece
Osman’ın da yerini öğrenen yeniçeriler onu yakalayarak Yedikule Zindanları’na
götürdüler.
Padişahlığın
ilk zamanlarında kapattırdığı meyhanelerin önünden at üzerinde, hırpalanmış ve
üzerindeki elbiseler parçalanmış halde geçirildi. Bunu gören meyhane sahipleri
kilitleri kırıp hemen meyhaneleri açtılar. Üstünde bir parça kıyafet kalmayana
dek saldırılara ve hakaretlere maruz bırakılarak dolaştırıldı ve ardından idam
edilmek üzere zindana kapatıldı.
Osman, zindana
hapsedildikten sonra Rumlar orayı bastı ve onu öldürmek istedi. Osman ise içeri
giren ilk Rum asıllı kişiyi çıplak elle öldürdü. Art arda saldıran Rumlar,
Osman’ı öldüremedi. Sabah namazına kadar içeri giren toplamda 9 kişiyi elleriyle
öldürdü. Onunla başa çıkamayacağını anlayan Rumlar geri çekildi ve fırsat
kollamaya başladı. Bir hayli bitap düşen Osman, sabah namazını kılarken 19
yaşında uzun boylu ve çok kuvvetli bir Rum gizlice içeri girdi. Namaza duran
Osman’a arkasından gizlice yaklaşarak onu hayalarından sıkıca tutarak etkisiz
hale getirdi. Hemen ardından yeniçeriler içeri girerek Osman’ın boynuna yay
kementleri geçirerek şehit etti.
Değerlendirme
Henüz tecrübesiz
ve toyken tahta geçmek zorunda kalan Genç Osman, çok büyük zorluklarla karşı
karşıya kaldı. Onun durumundan faydalanmak isteyen birçok yöneticinin etkisinde
kaldığı göz ardı edilmemelidir. Ne ulemalar ne de yeniçeriler tarafından
sevilmemesinin birçok sebebi olduğunu gördük fakat ona bunu yaptıranların ne
olduğunu bilmek mümkün değildir. Yöneticilerin etkisiyle bunları yapacağı gibi
kendi verdiği hatalı kararların da neticesinde gerçekleşmiş olması muhtemeldir.
Sebepler her ne olursa olsun bir padişahın bu şekilde idam edilmesinin kabul
edilecek bir tarafı olmadığı kanaatindeyim. Tahttan indirilen ilk padişah
değildir ve bu olay da böyle sonuçlandırılabilirdi. Fakat ne yazık ki yaşadığı
son, böyle olmadı. Gerek Müslüman gerekse gayrimüslim araştırmacı ve yazarlar,
Osman hakkında yaptığı araştırmalarda düşüncelerini bu şekilde dile getirip
kaleme aldı. Fırsat verilmiş olsa Osmanlı’ya büyük katkılar sağlayacak potansiyele
sahip ender padişahlardan biri olduğu da unutulmamalıdır.
Güzel bir paylaşım olmuş emeğinize sağlık.
YanıtlaSilTeşekkür ederim
YanıtlaSil