Sinagog Hakkında Bilgiler
Diğer bir
adı da Havra’dır. En genel tanımıyla, Yahudilerin ibadet için gittikleri
ibadethanelerdir. Sinagogların tarihsel süreçte değiştiğini ve geliştiğini görmek
mümkündür. İlk başlarda sadece ibadethane ve yardımlaşmak maksadıyla
kullanılmış olsalar da daha sonra yeni eklemeler yapılarak bölümlere ayrıldı. Ana
kutsal alan ismiyle dua etmek için büyük bir alan vardır. Bununla birlikte
çocuklara eğitim verme amaçlı ayrılan bir bölüm de mevcuttur.
Sinagoglar
arasında farklılıklar vardır. Bazılarında yemek salonları, dini okullar,
kütüphaneler, koşer mutfaklar, küçük şapeller ve günlük bakım yerleri de
vardır.
Sinagoglar,
Yahudiler için çok büyük önem taşır. Önem sırasında Kutsal Tapınak’tan hemen
sonra ikinci sırada gelir. Bu kadar önemli olmasının en önemli sebebi, Yahudilik
inancına göre her yerde dua edilebilir fakat bazı dualar sadece sinagoglarda
yapılabilir.
Genel bir
çerçevede özetlenecek olursa, bilhassa İslamiyet’teki külliye konseptine sahip
oldukları söylenebilir. Bir ibadethane kompleksi sayılabilecek sinagoglar,
diğer dinlerdeki ibadethanelere bir hayli benzemektedir.
Sinagogların
tarihine bakıldığında ilk sinagogun tam olarak nerede ve ne zaman yapıldığı
bilinmemektedir. İlk sinagog hakkında net bilgiler olmasa da bilinen şudur ki;
Yahudilik dini gelir gelmez beraberinde bir ibadethane getirmedi. İlk Yahudiler
rastgele yerlerde toplanır ve dua ederlerdi. Sabit bir ibadethaneleri
bulunmazdı. Genellikle evlerde toplanırlardı. İlk sinagog ile ilgili ‘halkın
evi’ ibaresi kullanıldı. İlk Tapınak, ilk sinagog kabul edilebilir fakat şu
da unutulmamalıdır ki Babiller döneminde yıkılan İlk Tapınak ile inşa edilen
İkinci Tapınak arasında geçen sürede 480 civarında sinagog inşa edildiği
bilinmektedir. Kaba bir tarih verilecekse, M.Ö. 1200’lü yıllarda tarihteki ilk
tek tanrılı din olan Yahudilik geldi. Yaklaşık olarak bu tarihlerde de ilk
sinagogların inşa edilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Mimari
Tasarımları
Sinagoglar,
birbirinden birçok yönden farklıdır. Yapım tarzı, iç ve dış süslemeler, tasarım,
dua ve ezgiler gibi birçok yönden farklılık gösterirler. Bu kadar farklılık görünmesinin
birçok nedeni varken en önemli olanı, tasarım konusunda sınırlayıcı kurallar
pek yoktur. Bir diğer önemli sebep ise inşa edildiği dönem ve coğrafyadır. Mesela,
Çin’deki sinagog Çin tapınaklarına benzerken, Doğu Roma’daki sinagoglar, diğer
dini grupların tapınaklarına benzerdi. Keza Orta Çağ İspanya’sındaki sinagoglar
da Müslümanların alçı işleriyle kaplandı. Balkanlarda yer alanlar ise tipik
gotik tarzda yapılardı. Bahsedilen bu sinagogların birçoğu büyük ve ihtişamlı
değillerdir. Yahudiler, tarih boyunca neredeyse her coğrafyada zulüm görmüş ve
baskı altında tutulmuşlardır. Bu sebeple ibadethane kurmaları tamamen özel
izinlere bağlıydı ve çoğu zaman izin alamazlardı. Aldıklarında da ihtişamlı
büyük yapılar yapmalarına izin verilmezdi. Ta ki 19 ve 20. Yüzyılda Yahudiler
sadece zenginliklerini değil, elde ettikleri vatandaşlık statülerini muhteşem
sinagoglar inşa ederek kullanmaya başladıkları zamanda dek. Artık izin almaya
gerek kalmaksızın istedikleri tasarımda ve büyüklükte yapılar inşa etmeye
başladılar.
Sinagogların
iç ögelerine baktığımızda tasarıma bağlı bırakılmayan ve her yapıda bulunması
şart koşulan, bimah diye adlandırılan, üzerinde Tevrat okunan bir masa
ve kürsü alanı bulunur. Yine vazgeçilmez ögelerden biti de önleri Kudüs’ü
gösterecek şekilde konumlandırılan, içinde Tevrat rulolarının bulunduğu sandukalar
yani dolaplardır. Bu sanduka, sinagogtaki en kutsal bölümdür. Bir diğer öge de ‘sonsuz
ışık’ yani daime yanan lambadır. Birçok sinagogta bulunan diğer bir öge de
hahamlar için bulunan rahledir.
Sinagoglar,
sanatsal ögelerle dizayn edilir fakat Rabinik ve Ortodoks Yahudilerin
geleneğine göre heykeller ve insan vücudunu gösteren ögeler putperestliği
andırdığı için yasaktır. Burada aktarılacak ilginç bir inanç vardır.
Sinagoglar, eskiden şehirlerin yüksek yerlerine inşa edilirdi ancak bu durum
bazı coğrafyalarda düşmanca karşılandığı için buna her zaman özen gösterilemedi.
Bir diğer inanışa göre ise sinagoglar, inşa edildikleri cadde ve sokakların
tabanından daha alçakta inşa edilirdi. Bunun sebebi ise bir ayettir: ‘’Size
derinliklerden seslendim ya Rabbi!’’. Bu ayetten kişinin derinliklerden Tanrı’ya
yalvarması, dua etmesi gerektiği sonucuna vardıkları için bu durum sinagogların
inşa edildiği zeminlerde ortak bir payda sağladı.
Günde üç
vakit ibadet edilen sinagoglarda kadın-erkek ayrımı kati bir şekilde uygulanırken
Reform Sinagoglarında bu durum yoktur. Burada kadınlar ve erkekler
birlikte ibadet edebilir. Bu durum da doğal olarak sinagoglarda ayrı ögeler oluşturur.
Bazılarında kadınlar için ayrı bölümler ya da balkonlar yer alırken bazılarında
bunlar yoktur.
En Geniş
ve Büyük Sinagoglar
Yukarıda da bahsedildiği
üzere Yahudiler, 19-20. Yüzyıllarda kadar baskı altında oldukları için dünyanın
dört bir yanına yayılmış olsalar da büyük yapılar inşa edemediler. Bu
yüzyıllardan sonra Yahudiler artık sadece ibadet için değil, toplumun bir parçası
olduklarını göstermek adına büyük ve gösterişli mimari yapılar inşa ettiler.
Küçük ve az nüfuslu şehirlere dahi büyük sinagoglar yaptılar.
Aşağıdaki
görseller ve altlarında yazan bilgiler eşliğinde en geniş ve büyük sinagoglar
sizlerle paylaşıldı.
- Kudüs'teki Belz Sinagogu, dünyanın en büyük sinagogudur. 15 yılda tamamlandı ve 6000 kişilik kapasiteye sahiptir.
- Budapeşte'deki Dohany Sinagogu, 1200 metrekare büyüklüğünde ve 3000 kişilik kapasitedir.
- Kehilas Yetev Lev D'Satmat Sinagogu, New York'ta yer alır. 2000-4000 kişiliktir.
Yorumlar
Yorum Gönder